Ekonomist-Yazar Yiğit Bulut a göre, Tüpraş, Erdemir ve Telekom gibi şirketlerin (halka açmak) bazı düzenlemelerle özelleştirilmesi mümkün. Ancak, voralan anayasal düzenlemelerle blok halinde özellikle yabancılara satışı mümkün değil. Bulut, "Aksini yapan anayasal suç işlemiş olur" diyor.
NECMETTİN ÇAKMAK
Küreselleşme diye adlandırılan bu dönemde çok uluslu şirketlerle, IMF ve Dünya Bankası nın öne çıkan en etkin politikaları "özelleştirme" oldu. Bir çok ülkede olduğu gibi Türkiye de de neredeyse yirmi yıldır sabah akşam "özelleştirme" bir kurtuluş olarak lanse ediliyor.
Özelleştirmeler sonucunda, verimliliğin artacağı, işsizliğin azalacağı, sermayenin tabana yayılacağı, hizmet kalitesinin artacağı ve ucuzlayacağı propagandası tüm medya güçleri aracılığıyla yapılmış, halkın önemli bir kısmı özelleştirme konusunda ikna edilmişti. Özelleştirmelerin uygulanması sonucunda denilenlerin tersine, gelir dağılımı bozulmuş, ücretler düşmüş, işsizlik artmış, kamu işletmeleri çok uluslu tekellere peşkeş çekilmiş, yolsuzluklar artmış kısacası özelleştirme tam bir "yıkım", "saldırı" ve "talan" özelliğini taşımıştı.
Türkiye, işte böylesi bir dönemi daha yaşıyor. AKP hükümeti, ilk önceleri ülkemizin en stratejik kuruluşlarını "verimsiz" oldukları gerekçesiyle özelleştirme kapsamına aldığını açıkladı. Ancak, şimdi hükümet, özelleştirme lobileri ve yandaşları ağız değiştirmeye başladılar. Artık özelleştirmelerle dış borçların kapatılmasını istemeye başladılar. Bunu isterken de, IMF nin baskısıyla, satışa çıkarılan kuruluşların "halka arz" yöntemiyle Türk halkına satışını değil, blok satış yöntemiyle yabancı sermayeye satılmasına vize verdiler.
Şimdi gözler, ihaleye yeni çıkan ya da son teklif verme süreleri yaklaşan Erdemir, Telekom ve Seydişehir Eti Alüminyum Tesisleri nin İngiliz, Fransız, ABD ve Koreli firmalardan hangisi satılacağına çevrilmiş durumda. Hem de anayasal suç işlenme pahasına!..
Blok satış anayasal suç
Ekonomist-Yazar Yiğit Bulut a göre, Tüpraş, Erdemir ve Telekom gibi şirketlerin (halka açmak) bazı düzenlemelerle özelleştirilmesi mümkün. Ancak, voralan anayasal düzenlemelerle blok halinde özellikle yabancılara satışı mümkün değil. Bulut, "Aksini yapan anayasal suç işlemiş olur."diyor.
Kalkınmayı hızlandırmak için yabancı ortaklıklardan yararlanmanın gerekli olduğuna değinen Bulut, "Ancak, özelleştirme yoluyla bazı stratejik sektörlerde yabancıların hakimiyetine yol açılması, ülke menfaatleri ve bağımsızlığı yönünden kabul edilemez. Bu gerçek, özelleştirme politikası uygulayan gelişmiş kimi ülkeleri bile önlem alma zorunda bırakmıştır. Örneğin, yabancılara satılabilecek pay oranı Fransa da yüzde 20, Belçika da yüzde 20-25, İngiltere de ise yüzde 10 ile sınırlandırılmıştır." şeklinde konuşuyor.
Bulut, stratejik kuruluşlara yabancıların girmesinin ötesinde egemen olmasının, güvenlik, bağımsızlık ve ekonomik yönden çok sakıncalı olduğunun altını çizerek, özelleştirme kapsamında bulunan Tüpraş, Telekom ve Erdemir e ilişkin hukuki sakıncaları şöyle anlattı: "Örneğin Tüpraş ın vermiş olduğu hizmetlerin stratejik öneme sahip olması nedeniyle, yasa koyucu tarafından, kamuya ait benzer kuruluşların yönetim ve denetiminin devlette kalmasına özen gösterilmiş olup aynı husus, Anayasa Mahkemesi kararları ve başkaca pek çok resmi belgede de vurgulanmıştır. Bu bağlamda yapılacak bir satışın geçmişte verilen Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olduğu kesindir. Öte yandan Türk Telekom un yönetim ve denetiminin mutlak olarak devletin elinde kalması nedenini, Anayasa Mahkemesi nin 7/7/1994 tarih ve 1994/49 E. 1994/45-2 K. Sayılı kararında ayrıntılı olarak görmek mümkündür."
ÖYK kararı yok, ÖİB girişimi var
Bulut, Anayasa nın 176. maddesinde "Anayasa nın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmı, Anayasa metnine dahildir" denildiğini hatırlatarak, şöyle devam etti: "İçerdiği temel görüş ve ilkeler açısından, öbür hükümlerle eşdeğer olan Anayasa nın başlangıç kısmının yedinci paragrafında ise, "Hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk milli menfaatleri nin karşısında korunma göremeyeceği..." ilkesi ile de Anayasa nın öngördüğü hukuk düzeni içinde ulusal çıkarların her şeyin üzerinde tutulması gerektiği belirtilmiştir. Olaya bu açıdan baktığımızda satış ile ilgili alınacak bütün kararların ki; son dönemde alınmış geçerli bir Özelleştirme Yüksek Kurulu (ÖYK) kararı yoktur, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı nın (ÖİB) girişimleri vardır, bu nedenle de Anayasa ya aykırı olacağı kesindir." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, Anayasa nın 2. maddesinde, "...toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı..." olunacağına yer verildiğini belirten Bulut, burada devlet ve toplumun çıkarlarına öncelik tanındığını kaydederek, "Böyle bir satışın toplumda oluşturacağı huzursuzluklar da göz önüne alındığında; satışın Anayasa ya aykırılığı bir kez daha tescil edilebilir" dedi.
Bulut, yabancıların kimi sınırlama yada kısıtlamalara bağlı tutulmasının nedenlerini, Anayasa Mahkemesi nin yabancılara mülk satışı ile ilgili 13.6.1985 günlü Esas 1984/14, Karar 1985/7 sayılı kararında da belirtildiği gibi "Devleti korumak ve onun sürekliliğini sağlamak" gibi düşüncelerde aramak gerektiğini vurgulayarak, "Bu nedenler arandığında yapılmak istenen satışların ve özellikle yabancı alımları sonucu ortaya çıkacak tablonun Anayasa ya aykırı olduğu açık ve nettir" görüşünü dile getirdi.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.