Nev-zuhûr ilahiyatçıların dinde reform konusundaki iştahları efkâr-ı umumiyyenin malumlarıdır. Bu tâifeden olmak üzere Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Öztürk nam kişinin “Kur’an kıssaları mitoloji / masaldır” türünden hezeyânlarına şahit olmaktayız.
Bu zatın bidâyetinden beri bu nevi fikirleri savunduğu, yazdığı makâlâtdan anlaşılmaktadır. “Bilge Kul-Musa Kıssası ve İslam Kültüründe Hızır Mitosu”, “Demitolojizasyon ve Kur’an”, “Kur’an, Kitab-ı Mukaddes ve Sümer Mitolojisinde Hâbil-Kâbil Kıssası” adlı makalelerinde ve “Kıssaların Dili” adlı kitabında mezkûr fikirlerinin Hıristiyan ve Yahudi müsteşriklerle aynı olduğunu göstermektedir. “Kur’an, Kitab-ı Mukaddes ve Sümer Mitolojisinde Hâbil-Kâbil Kıssası” [1] adlı makalesinde Öztürk, Hâbil-Kâbil kıssasının Tevrat, İncil ve Sümer mitolojisinde de olduğunu vurgulamakta ve “Şu halde günümüz Müslümanlarının Kur’an’daki bu tür anlatımlardan hissedar olabilmeleri, diğer bir deyişle, Hâbil-Kâbil ve benzeri nitelikteki kıssalardan pratik yaşantılarına olumlu katkıda bulunacak bir dinî-ahlâkî pay çıkarmaları söz konusu olduğunda, herhangi bir Kur’an kıssasının tarihsel açıdan gerçek veya muhayyel olması çok fazla bir şey ifade etmez.” demek suretiyle Kur’an’da gerçek olarak anlatılan olayların hayal olabileceğine işaret etmektedir.
“Bilge Kul-Musa Kıssası ve İslam Kültüründe Hızır Mitosu” makalesinde ise, “Kur’an’daki pek çok kıssa gibi, muhataba iletilmek istenen mesajın ön planda tutulmasından kaynaklanan müphemlikten dolayı üzerinde pek çok spekülasyon yapılan Bilge Kul-Musa kıssasından üretilen Hızır, kelimenin tam mânâsıyla mitolojik bir figür olup bu konuyla ilgili İslam tefsir, hadis ve bilhassa tasavvuf literatüründeki bilgilerin önemli bir kısmı Gılgamış, İskender ve Yahudî efsanelerinden derlenmiş gözükmektedir.” [2] demek suretiyle Kur’an’da anlatılan bir hakikati, Gılgamış, Yunan vb. efsanelerle eş göstermektedir. Söz konusu “iyi kul” un Hızır olduğu hususu ise ihtilaflı bir meseledir.
“Demitolojizasyon ve Kur’an” başlıklı makalesinde [3], Kur’an kıssalarının mitoloji / masal olduğunu ve batıda yapıldığı gibi Kur’an’ı Kerim kıssalarının da “Demitolojizasyon”a tabi tutulması; yani mitolojik / hayal ürünü unsurların ayıklanması gerektiğini savunmaktadır. [4]
Kur’an Kıssaları’nın mitolojik / masal olduğu fikrini İslam dünyasında ilk defa M. AhmedHalefullah’ın 1947 yılında “el-Fennü’l-Kasasîfi’l-Kur’âni’l-Kerîm” konulu doktora tezinde dile getirdiği [5], Muhammed Abduh, SeyyidAhmed Han ve Muhammed İkbal’in; yakın zamanlarda ise Muhammed Esed’in de Süleyman kıssasında bu fikri savunduğunu ifade eden Öztürk [6]; sözü Demitolojizasyon kavramının mucidi Hıristiyan teolog RudolfBultmann’ın Yeni Ahit’i mitolojiden arındırmasına getirmekte ve Bultmann’a öykünmektedir. Öztürk, bu öykünmesini “Bize göre Kur’an’daki bazı kıssaları demitolojize etme girişimi, ilâhî vahye inanç ve bağlılık temelinde hiçbir risk içermez. Çünkü Kur’an, sıkça telaffuz edildiği gibi bir tarih kitabı değildir.” sözleriyle pekiştirmekte ve Kur’an’ın demitolojize / hayal unsurlarından ayıklanması gerektiğini açıkça savunmaktadır. Yine aynı bölümde “Kaldı ki kıssadan maksat hisse almaktır; öyleyse muhatapları kıssadan hissedar kılmak için ille de tarihin bir uğrağında olmuş bitmiş bir hâdiseyi anlatmak gerekmez. Dahası, insanlar hiçbir tarihsel gerçekliği bulunmayan bir menkıbe, efsane ve mitolojiden de pekâlâ hissedar kılınabilir” dedikten sonra “Bu olgusal gerçeğin Kur’an’ın kıssa aktarım tarzında belirleyici olmadığını söylemek kanaatimizce dogmatiklik, eğer değilse safdillik olur.” demektedir. (Devam edecek)