Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun yaptığı bir araştırmaya göre Türk halkının televizyon izleme oranı günde 330 dakika ile dünya rekoru kırmış. Araştırmada kadınların daha çok magazin izledikleri, erkeklerin ise tartışma programlarını izlediklerini iddia ettikleri ortaya çıkmış. O dönemde İletişim Fakültesi Dekanı olan bizim de hocamız Prof. Dr. Ünsal Oskay’la “Magazin Nedir?” başlıklı röportajımızda hocamız bizlere aynen şunu söylemişti: “Medyanın bu tür magazin anlayışını kabul etmiyorum. Magazin, hayatın gerçeğidir. Hayatın kendisidir. Bazen bir balıkçının hayat hikâyesinden de magazin çıkarabilirsiniz, bazen bir çöpçünün hayat hikâyesinden de.”
Hocamızın kastettiği şey aslında şuydu. Son dönemde özellikle televizyonların programcılık anlayışına damgasını vuran kirli magazin, paparazzicilik boyutuna dönüşmüştür. Bir sanatçı, bir popçu, bir manken, adı sanı duyulmamış ama su gibi para harcadığı için matah bir şeymiş gibi sunulan tiplerin gece hayatı… Kimin eli kimin cebinde belli olmayan bir hayat tarzını izleyenlere dayatan programcılık mantalitesi. Yanı sıra mahremiyetin tamamen ihlali olan evlilik programlarında talipler ile adaylar arasında yaşanan kirli diyaloglar… Tamamen evlilik olmasın diye özellikle seçilen tipler.
Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ne yapıyor? Evlilik programlarının tamamen kaldırılacağına dair sosyal medyada haberler dolaşıyor. Fakat bu programlar hâlâ yollarına devam ediyorlar. Evlilik programlarına sürekli ceza kesiliyor. Bu programların reytingi bu cezaların gerektirdiği yükümlülükleri yerine getiriyor ki, iyi para kazanıyor ki, hiç kimsenin umrunda bile değil. Buradan aileden sorumlu bakanlığa çağrı yapıyoruz. Aile mahremiyetini ihlal eden, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinden reyting ve para devşiren bu programların en kısa zamanda gündemimizden çıkarılması için gerekeni yapınız.
Cumartesi ve Pazar günleri ekranlara gelen magazin programları ise bir başka âlem.
Magazin muhabirlerinin gittikleri her yerden haber çıkarabilmek, eskilerin deyimiyle taşı sıkıp suyunu çıkarabilmek için girdikleri kılıkları gördükçe, medya mensubu olmaktan utanır hale geliyoruz. Sulu, cıvık ve ahlaksızca bir yaşam tarzını içselleştirmek, nerde sabah orda akşam hayatları gözümüzün içine sokabilmek için kılıktan kılığa giren magazincilere, birilerinin dur deme vakti gelmiştir.
Bizim dikkatimizi çeken şey, bu rezillikleri ve kepazelikleri bir şekilde reyting ve tiraj meraklısı gazetelerimizden, televizyonlarımızdan medya mensupları da kıyasıya eleştiriyorlar. Sormamız gerekiyor, “Siz değil misiniz bu kirli magazin anlayışına sayfalarınızı açan? Siz değil misiniz televizyon ekranlarının en değerli köşelerini bu kirli anlayışla süslemeye çalışan ve buralardan reyting devşirmek için türlü türlü numaraları yapan? Siz değil misiniz bu kirli anlayışı başımıza bela eden?” Şimdi kalkmış, karanlıktan şikâyet ediyorlar… Karanlıktan şikâyet etmeye sizin hakkınız yok… Çünkü, şu ana kadar bu anlayışa rant imparatorlukları kurabilmek için her türlü desteği veren, bu anlayışı besleyen, pohpohlayan sizdiniz… Ne oldu? Elinizdeki silah, şimdi size mi döndü? Beslediğiniz aslan size mi saldırdı?
Türk insanının ahlak yapısını bozmak, kötülükleri sıradanlaştırmak, her türlü pespayeliği gözümüzün içine sokabilmek için var gücüyle çalışan bu anlayışı ortadan kaldırmak boynumuzun borcu olmalıdır. Çünkü bu anlayış dolayısıyla insanlarımız su gibi para harcayan, kimin eli kimin cebinde belli olmayan bu hayatlara öykünerek, bu yaşantı tarzlarına ulaşabilmenin hayalini kuruyorlardı. Ahlaksızlığı özendiren bu kirli anlayış dolayısıyla, insanlarımızın evlerinde huzur ve ahlak iklimi atmosferi yok olmuştu.
Birbirlerini aldatan, mendil değiştirir gibi sevgili değiştiren, her dem dut gibi sarhoş olan tipleri hayatımızın içine sokan bu anlayış, anladığımız kadarıyla “haber üretme sıkıntısı” dolayısıyla kendi ipini çekmeye başladı.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.