Gâvur kelimesinin 1811 yılından beri İngilizcesi “Giaour”muş. Lord Byron’un (1788-1824) bir şiiriyle girmiş İngiliz diline ve “İnfidel” kelimesinin yerine çökmüş. Şiirde Hasan, Leyla ve bir Gâvur olduğundan “Gâvur/Giaour” kelimesi de böylece girmiş İngilizceye. Gâvur kelimesinin ne anlama geldiğini öğrenmek için atalarımızın nasıl kullandığı deyim ve atasözlerine bakmalı.
Atalarımız:
Gâvurdan vefa zehirden şifa olmaz.
Gâvurdan dost domuz derisinden post olmaz.
Gâvurun ekmeğini yiyen gâvurun kılıcını sallar.
“Gâvur oğlu, gâvur oğlu gâvur”
“Gâvurdan dost olmaz”
“Gâvurun tembeli keşiş, Müslüman’ın tembeli derviş”
“Gâvur gemisi gibi yan gidiyor”
“Gâvur olmak” dinden çıkmak, ihtiyarı küfür etmek.
“Gâvur etmek” mecazen heba ve heder etmek.
“Gâvurdan dönme” mühtedi (Müslüman olan)
“Gâvurca” gâvura layık tarz ve surette, Hıristiyan dil ve yazısı, Müslümancanın gayri.
“Gâvurluk” küfür, Hıristiyanlık, Allah’ı inkâr etmek, Nasraniyyet, Mecazen hıyanet, zulüm ve ğadr” Hüseyin Kazım Kadri, “Türk Lügati” isimli eserinde Arapça “Kâfir” kelimesinden veya Farsça “Gibr” veya “Gevr” kelimelerinden bozularak “Gâvur” haline geldiğini söyledikten sonra Hıristiyan, Allah’ı inkâr eden, dinsiz manalarına geldiğini söyler. “Bürhan-ı Katı” da “Gevr”in ateşe tapanlara denildiğini, Hindistan’da bir kabile adı olduğunu, Bengal’de harap halde olan bir şehrin adı olduğunu söyler.
Pars Tuğlacı, “Okyanus 20. Yüzyıl Ansiklopedik Türkçe Sözlük” isimli eserinde “Gâvur” maddesinde Müslüman olmayan, özellikle Avrupalılar (Hıristiyanlar) için Türkler tarafından kullanılan bir hakaret sözü dedikten sonra “mecazen merhametsiz, inatçı, insafsız ve kötü adam” dedikten sonra bazı deyimleri veriyor:
“Gâvur etmek” boşuna harcamak, yerinde harcamamak. “Gâvurluk” Müslüman olmamak, mecazen: Zalimlik, kötülük, insafsızlık, gaddarlık der. Ziya Şükün, “Ferheng-i Ziya” isimli eserinde “Gebr” maddesinde Şeyh Sadi’den bir beyit verir:
“Ey Kerimi ki ez hızane-i ğayb
Gerb-u, Tersa vazife hordari”
Yani, Ğayb hazinesinden Mecusi ve Hıristiyanları rızıklandıran Kerim!
Gebr ve Gevrkelimaleri aynı manaya gelir.
Gevr kelimesi Türkçeye geçerken Gâvur oluvermiş. Talat Onay, “Mazmunlar” isimli eserinde, “Gebr” maddesinde, Nef’i’nin bir şiirini vermiş: “Be hakkı Kirdgar-ı Mün’ım-ü bahşende kim
Mürebbi-i Müselman ü, Yehud ü, Gebr u, Tersa’dır” Yani, nimet verici ve yargılayıcı, Allah hakkı için ki, o zatın lütfu, Müslüman’ı, Yahudi’yi, Mecusi’yi, ve Hıristiyan’ı besleyip yetiştirici, maddi ve manevi kemale eriştiricidir.
Mazmunlar’dan:
“KAFiR ÖLÜSÜ: Hıristiyanlar ölülerini tabuta baş arkada korlar ve öyle götürürler:
“Adubi-huş olup ser yerine pa kor kapinda
O kafirmürdesidirayagi tersinedir cana”
Sabit Mana: Düşman senin kapına (ta’zim) için baş koyacak yerde kendini kaybedip ayağını korsa ma’zur kor, o bir kafir ölüsüdür. Ayağı tersine olur.
Fıkra: Kasabanın birinde Paslı Ahmet adında herkese zararı dokunan uğursuz biri varmış. Ölürken cenazesinin gâvur ölüsü gibi tabuta ters konarak götürülmesini vasiyet etmiş.
Komşular da vasiyet mucibince tabuta koyup mezara götürürlerken yolda kır serdarı rast gelmiş. Müslümanların gâvur ölüsü taşıdıklarını sanarak sebebini sormuş.
Onlar da cenazenin Müslüman olduğunu söyleyince:
-Vay imansızlar, dinsizler! Müslüman ölüsünü gâvur ölüsü gibi götürürsünüz ha! diye bunları kamçılamaya başlamış.
Her biri bir tarafa savuşmuş. Bunlardan birinin bi-tab koştuğunu gören bir yolcu:
-Bu ne hal yahu? diye sormuş. Adamcağız da hem koşar, hem söylenirmiş:
-Paslı Ahmet’in son pislemesi, Paslı Ahmet’in son pislemesi!
Mazmunlar’dan:
KARGA ve HAÇ: Ermeni papazlarından biri minareden kalkarak kilise kubbesinin üstündeki haça konan bir karganın Hıristiyan olacağına hükmederek görebileceği yerlere yiyecekler, içmesi için şaraplar koyar.
Karga da bunları yer içer, üstelik haçın üstünde ötmeye başlar. Papaz Hıristiyan olduğuna, ötüşünün kendi dilince dua olacağına hükmederek sevinirken karga yediklerini kuyruğu altından haçın üstüne boşaltır. Hayal inkisarına uğrayan papaz mütehevvir ve müteessif haykırır: -Müslüman’san şarabi niye içtin? Gâvursan haçı niye kirlettin?”
Not:
Bu son cümle, “İçtin” kelimesine uyumlu bir kelimeyle son bulurdu ama Talat Onay bey “Kirlettin” kelimesini kullandığı için asla sadık kaldım.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.