Devlet, sınırları belli olan ve ulus ya da uluslardan müteşekkil örgütlü siyasi bir tüzel varlıktır. Diğer bir ifade ile topraklarında barınan insanların huzur ve mutluluğu için yine insanlar tarafından idare edilen siyasi bir yapıdır.
Devletin temel amacı, hükümferma olduğu topraklarda egemenliği, idaresi altında bulunan insanların güven içerisinde müreffeh bir hayat sürmelerini temin etmektir. İnsanlar huzurlu ve mutlu olmalı ki devletin asli amacı ifa edilmiş olsun. Bundan dolayı devletin temel hizmetleri yerine getirmesi için maddi gücünün de olması lazımdır. Devlet görevlerini yerine getirmek için pek çok gelir kaynağından istifade eder. En önemli gelir kaynaklarından birisi ise yine bünyesinde barındırdığı halktan topladığı ve adına vergi dediğimiz parasal kaynaktır.
Vergi sistemi ne kadar adil olursa o ülkede yaşayan insanlar da o oranda müreffeh bir hayat sürerler. Vergi adaletinin bozulduğu bir yerde insanlar haksızlığa uğrar ve genelde dar ve orta gelirli insanların üzerine binen vergi yükü nedeniyle toplumun az bir kesimi refah içinde hayat sürerken büyük bir çoğunluk kıt kanaat geçinir.
Ülkemiz de böylesi bir vergi adaletsizliği vardır ne yazık ki! Belli bir ücretle çalışan insanlar ve küçük esnaf dediğimiz kesim toplanan verginin büyük çoğunluğunu ödeyip zar zor geçinebiliyorken lüks içinde yaşayan az sayıdaki insan ise neredeyse bir işçi kadar bile vergi ödememektedir.
Kanun koyucu vergiyi gelirden alacağını çıkardığı vergi kanunlarında belirtmiştir. Bunlar gelir vergisi, kurumlar vergisi, Gayri Menkul Sermaye İradı (GMSİ) gibi direk vergilerdir. Bu vergiler kazançtan yani kurum ya da kişilerin menkul ve gayrimenkullerden elde ettikleri yıllık kârlarından alınan vergilerdir. Bir de dolaylı vergiler vardır ülkemizde. KDV, ÖTV, İV, MTV… Gibi alfabemizin pek çok harfinden müteşekkil tüketim vergileridir bunlar. Dolaylı vergiler katma değer oluşturulduğu anda devletçe tahsil edilen vergilerdir. Vatandaş harcama yaptığında, alışverişte ödediği vergidir anlayacağınız. Toplanan verginin yaklaşık % 69’u dolaylı vergilerden elde edilirken gelirden tahsil edilen vergi sadece % 31 civarında kalmaktadır. Bazı kalemlerde ise verginin vergisi alınarak ayrı bir garabete de duçar olmakta insanımız. “Bir ülkede, dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı, dolaysız vergilerden yüksekse, bu ülkede vergi adaletinin varlığından söz edilemez.” Tespitine katılmamak mümkün değil elbette!
Diyelim ki bir ekmek aldınız. Alışveriş tamamlandığı anda satan gelir vergisine alan da Katma Değer Vergisi’ne yönelik bir işlemi başlamış ve bitirmiştir. Burada iki işlem dedik ama temelde tüm vergiyi ödeyen ekmeği alan kişidir. Zira fırın gelir vergisini o ekmeğin içine kâr olarak zaten katmıştır. KDV ise direk olarak nihai tüketiciye yansıyan bir vergidir. Bu işlemin üretilen bir malda son kullanıcıya varıncaya kadar her el değiştirdiğinde tekrar edildiğini düşündüğünüzde nasıl bir vergi adaletsizliği olduğu daha iyi görülecektir. Ve tabi fiyatların neden bu kadar pahalı olduğunu da anlıyoruz buradan.
Devletin özellikle lüks tüketim adı altında aldığı fahiş vergiler mali açıdan en önemli gelir kaynaklarından biri olurken vatandaş için ise bu kalemler giderek lüks tüketim olarak kalmakta. Satın alınan her bir paket sigaranın %87’si, akaryakıtın % 67’si vergi olarak devlete kalırken otomobil satışlarında % 150’ye varan vergi oranları uygulanmaktadır. Diğer kalemlerde de benzer oranlar olduğu göz ününe alındığında tüketiciler oldukça haksız bir vergiye maruz kalmakta mesela konut alımlarında KDV ödenirken yabancılara konut satışlarında KDV alınmamaktadır.
Bir yandan temel ihtiyaç maddelerinden alınan dolaylı vergiler diğer yandan ise zenginlere tanınan imtiyazlar vergi adaletsizliğini daha da arttırmaktadır. Ha bu arada yat, pırlanta, kürk manto gibi ürünlerin de vergi oranlarını bir araştırıverin derim…
İnternet sorununu sonunda çözdüm ama…
Geçen hafta yazımın arasında internet ve Türk Telekom’un tekelliği üzerine birkaç cümle yazmıştım. Türk Telekom’un merkezinden yani 444 1 444 numaralı telefondan Burcu Hanım aradı sağ olsun. Birkaç görüşmeden sonra belediyenin kazı yapılmasına izin vermediğini ve en erken Mart’ın 15’inden sonra sorunun çözümü için işleme başlayabileceklerini ifade ettiler. Yani birkaç ay daha internet yok demekti bu! İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve Eyüp Belediyesi’nin kazıya izin vermeme gerekçesi kış sezonu nedeniyle o bölgede oturanların mağdur olmamaları imiş. Peki, 30 daireli bir binanın iskânı verilirken teknik alt yapı getirilip getirilmediğini neden sormaz sevgili belediye yetkilileri? Neyse…
Onlardan ümidi kesince 4,5G internet almak için Eyüp’te Türkcell Abone Merkezine gittim. Amacım “Evde 4,5G VınnwifiKampanyası”ndan 79 TL.’ye internet almaktı. Zira kampanya Superonline internet aboneliği olan ama bulunduğu lokasyonda sabit internet hizmeti verilemeyen müşteriler içindi. Yani tam benlik! İşlemler başladıktan sonra benim bu kampanyadan yararlanamayacağımı zira bulunduğum yerde Türk Telekom’un portu bulunduğunu, port olan yerlerde Turkcell’in müdahale edemediğini tek yetkilinin Türk Telekom olduğunu ifade ettiler bana. Mecburen “50 GB Bilgisayardan internet Paketi”ni 129 TL./ aylık ve 213 TL. Vın ücreti ödeyerek aldık. Eğer Türk Telekom’un orada portu varsa ben neden ev interneti alamıyorum? Eğer yoksa –ki iki buçuk aydır telefon ve internet almak için uğraşıyorum- Turkcell neden bana port var diyerek internet paketini daha pahalıya verdi? Doğrusu iş dallanıp budaklanıyor giderek.
Bir telefon/internet için bunca sıkıntı yaşatan Türk Telekom, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Eyüp Belediyesi, Turkcell –ki bunların hepsi kendi alanlarında dev (!) kurumlar- hepinizi tebrik ediyorum! Bakalım daha başka neler yaşatacaksınız! Göreceğiz…
Minik bir tebessüm
Temel’in televizyonu
Bizim Temel, bir TV kanalında yarışmaya katılır.
Kazandığı parayı eksik verirler.
Temel sebebini sorar.
- E, öyle vergi kesiyoruz cevabını alır.
Bunun üzerine Temel, avukata başvurur. Avukat ona televizyonu mahkemeye vermesini ister.
Aradan zaman geçer avukat yolda Temel’i görür, ona sorar.
- Ula televizyonu mahkemeye verdin mi?
Temel cevaplar.
- Verdim ama ertesi gün geri getirdim oni… İnsan yine de televizyonsuz yapamayi! Gittim geri aldım oni…
İlgilisine notlar:
* “Ceza bir şeyi yanlış yapmanın vergisidir. Vergi ise bir şeyi doğru yapmanın cezasıdır.”
* “Vergileme koyun kırpmak gibidir. Koyun kırpıldıkça yeni yün vermeye devam edecektir. Fakat koyunun derisini sadece bir kez yüzebilirsiniz.”
* “Soyulması muzdan daha kolay olan tek şey vergi mükellefleridir.”
* “Vergi mükellefleri, devletin tatil izni, hastalık izni ve resmi izni olmayan çalışanlarıdır.”
* “Dünyada anlaşılması en zor şey gelir vergisidir.” Albert Einstein
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.