İnsanoğlu dünyaya geldiğinde ilk iletişimini anne ile yapar. Anne ile bebek arasında sevgi eksenli bir alış veriş vardır. Ve bu alış veriş kesintisiz devam eder. Yaşamının ilk günlerinde bebek iletişimini mimikleriyle refleksleriyle yapar. Bu dönem onun dilini anlayan tek kişi annedir. Anne ile bebek arasında gizil bir dil vardır.
İbn Haldun da ünlü yapıtı Mukaddimesinde, insanın kendi türüyle bir arada yaşamaya ihtiyaçlı olduğunu ifade eder. Afrikalı bir yazar ise, Affetmeyen Gelecek adlı kitabında, ubuntu kavramına yer verir. Ubuntu, “Ben varım çünkü sen de varsın” anlayışına dayanır. Yazar güç ve imtiyazları elinde tutan hâkim güçlere seslenerek, “yeryüzünde yaşayan insanların yaşam haklarını ellerinden alsanız, bütün toprakları, madenleri, yeryüzü kaynaklarına sahip olsanız dahi iletişim kurabileceğiniz ötekine ihtiyacınız olacaktır” der.
TomHenks’in Yeni Hayat filminde sergilenen olay da insanın iletişim ihtiyacını özetler mahiyettedir. Söz konusu filmde bir adam, denize düşen uçaktan sadece birkaç eşyasıyla, ıssız bir adaya çıkmayı başarır. Fakat ada ıssızdır, sadece doğa ve hayvanlardan oluşan yeşil bir alandır. Adam, kendisiyle birlikte kurtardığı bir araba tekeri, bir top, birkaç çamaşırı kıyıya koyar ve orada nasıl yaşayabileceğini düşünür. Sonra zihnini toparlar ve etraftan birkaç ağaç dalı toplar ve orada kalabileceği küçük bir çadır kurar. Elindeki eşyaları yerleştirir. Fakat açtır, karnını doyurmak zorundadır. Bunun için de denize iner, balık tutar, etraftaki ağaçlardan yiyecek meyveler devşirir ve orada yaşamını sürdürmeye çalışır. İki odunu birbirine çarparak ateş yakmayı başarır, sık sık yaktığı ateşten bir kor alarak yukarı kaldırır ve bağırarak uzaklardan yardım ister fakat kimse yoktur.
Artık burada yaşayabilmektedir, ayakta kalabilecek kadar yiyecek elde edebilmekte, kalabileceği küçük bir alan kurmaktadır. Fakat o konuşmak iletişim kurmak istemektedir. Konuşma, kendi türüyle kaynaşma ihtiyacını karşılayacak bir şey yoktur. Bunalır, avazı çıktığı kadar bağırır, konuşacak birini arar, hatta bir ara aklını kaçıracak gibi olur ve kendini yere vurarak elini hızla kayalara çarpar. O sırada elinden kan akmaya başlar, can havliyle yerdeki topu alır ve sıkar... Sonra topu tekrar alır ve sakinleşmeye çalışır. İşte o sırada kanlı eliyle tutuğu topun yüzeyinde insan suretine benzeyen bir şeklin ortaya çıktığını fark eder. Topu tutar ve ona yeniden biçim verir, yerden aldığı bir ağaç dalını topa geçirir ve yüz çizer, saç yapar... Ve o andan itibaren insana benzettiği bu topla konuşmaya başlar.
Adam, günlük yaşamını sürdürürken, sürekli elindeki topla konuşmaktadır. Ona bir yerde insan rolü vermiştir. Yerken, otururken, balık avlarken, arkadaşını alır ve konuşur, dertleşir...
Bir ara küçük bir sandal yapar, sıkılmıştır, buradan ayrılmak istemektedir, sandala topunu ve birkaç eşyasını da alır ve denize açılır. Fakat kayık devrilir ve eşyalar yere düşer... Adam eşyaları önemsemez fakat arkadaş rolü verdiği topun peşine koşar, ağlayarak ona ulaşır ve sarılır... Adam uzun bir zaman sonra kurtulmuş ve memleketine ulaşmıştır ve yanında sadece bu ıssız adada kaldığı sürece konuştuğu o yırtık top vardır.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.