Onlar, Hakk ı hâkim kılabilmek umuduyla yerlerinde
duramayanlardı... Onlar, Rablerinin hoşnutluğunu kazanma derdinden acelesi
olanlardı
Onlar, yeni bir dünya kurabilme sevdasıyla yürekleri
coşanlar; onlar, koşanlardı!..
Biz rahat yerlerimizde oturup seyrettik onları, çoğu kez.
İsimlerine hazırlanan anma programlarına katıldık belki. Belki eli kalem
tutanlarımız edebi metinler kaleme aldı. Ama bir seyircinin hayran olduğu
futbolcuyu izlemesi gibi izledik hep. Oturan biz, koşan onlardı çünkü. Seyreden
biz, yaşayan onlardı, Bakan biz, bakılan onlardı...
Elbette izleyecektik, elbette anacaktık hepsinin adını
gururla. İsimlerini yavrularımıza verecektik onlar gibi koşsunlar diye. Ama bu
kuru kuruya bir hayranlık olmamalıydı.
Seven sevdiğiyle beraberdir diyerek yanımızda
taşımalıydık her an onları. Yürüdüğümüz her yolda onların izlerini takip
etmeliydik. Ve tutmalıydık sevdalarını yüreklerimizde.
Mesela koşmaktan yorulduğumuzda Adnan Demirtürk e
bakmalıydık. Onun bitmek tükenmek bilmeyen gayretini örnek almalıydık
kendimize. Özellikle gençlerin ellerimizden kayıp gittiği bu yüzyılda Açısı
tam bir gençlik sevdasıyla yola çıkışına bir kez daha şahit olmalı ve kendi
evlatlarımıza bile sözümüzün geçmediğini düşünerek samimiyetimizi tartmalıydık.
Gecesini gündüzüne katarak, vatanı için milleti için davası için nasıl
çalıştığını görmeli ve Rabbini razı etme yolunda koşarken O na kavuştuğunu bir
kez daha görüp gayrete gelmeliydik
Ne zaman ki çağın zorbalarının, zamanın Firavunlarının
karşısında boynumuzu bükmeye başladık, o zaman İskilipli Atıf Hoca nın hayatını
hatırlamalıydık. Onun, çağdaşlık adı altında zulüm yapan bir sistemin
karşısında nasıl dik durduğunu, rüyasında Efendimizi gördüğünü ve Yanıma
gelmek dururken ne diye müdafaa karalamakla uğraşıyorsun uyarısı üzerine
ertesi gün mahkemede Müdafaaya gerek yoktur dediğini ve darağacına
götürülürken diyerek idam gününü nasıl
bayram bildiğini izlemeli ve Allah adına bir yanlışı düzeltmenin sonunun idam
bile olacağını bilsek yine de geri adım atmamayı öğrenmeliydik
Ne zaman ki Filistin i çıkardık hayatımızdan, ne zaman ki
gecemiz gündüzümüz Aksa olmadı, zalimlerin ablukası altındaki inleyişleri ne
zaman ki gecelerimizi boğmadı; Rantisi yi aramalıydı gözlerimiz. Onun Şeyh
Ahmed Yasin den sonra cihad bayrağını devralışını izlemeli ve Aksa sancağının
hiç yere düşmeyeceğini anlamalıydık. Alanında uzman bir profesör oluşu, işi,
kariyeri ve nice dünyalıkların onu davasından vazgeçirmeyişini, Siyonistlerin
nasıl korkulu rüyası haline geldiğini, direniş bayrağını elinden, intifadayı
yüreğinden hiç düşürmediğini ve Allah yolunda Siyonist saldırılarla şehid
düşene kadar nasıl savaştığını çok iyi tahlil etmeli ve Aksa sevdalısı
yüreklerin zayi olmayacağını hissetmeliydik
Ne zaman ki çalışmalardan, toplantılardan ya da dünyalık
herhangi bir meşgaleden namazlarımızı aksatır olduk, hemen Şeyh Şamil i
hatırlamalı ve kaçırdığımız her secdede gözlerimizi onun gözleriyle
buluşturmalıydık. Soğuk Kafkasya dağlarında hem eliyle hem diliyle hem imanıyla
küffara karşı savaşırken ağır yaralandığını, günlerce gecelerce bir mağarada
gizlice tedavi edildiğini, o esnada kendine geldiği ilk an sorduğu ilk sorunun
vakit namazının geçip geçmediği olduğunu bilmeli ve belki de her şeyden önce
namazsız mücahid olunamayacağını öğrenmeliydik ondan
Ve ırkçılık hastalığından birbirimizi kırıp geçirdiğimiz
şu günlerde Malcolm X i yine ve yeniden bir kez daha okumalı, tanımıyorsak daha
yakından tanımalıydık! Onu tanıyıp, imanı kalbine indirdikten sonra bir insanın
nasıl değişebileceğini hayretle izlemeliydik. Amerika nın arka sokaklarında
hoyrat bir hayat sürerken İslam la tanışmasını, Hacca gittiğinde tüm renkten
insanların hep birlikte, kardeşçe Kâbe yi tavaf ettiğini gördüğü zaman Biz,
Allah ın boyasıyla boyanmışızdır. Boyası Allah ınkinden daha güzel olan kimdir
Biz ona ibadet edenleriz (Bakara Suresi: 138) ayetini sırtlanmışçasına
ırkçılıkla savaşının başlamasını ve bundan sonra tüm hayatını İslam dini için
nasıl mücadeleyle geçirdiğini görmeli, yine Allah yolunda koşarken şehadete
erişine imrenmeliydik
Evet, alacağımız çok örnek, çıkaracağımız çok ders var
onlardan. Seyyid Kutuplardan, Metin Yüksellerden, Ömer Muhtarlardan, Zeynep
Gazalilerden Hakk a kavuşmuş olanlardan ve kavuşma anına dek hâlâ koşuyor
olanlardan İnsanları ıslah için gecesini gündüzüne katanlardan, işini
vaktinden çok görüp durmadan çalışanlardan, bulunduğu toplumda öne geçip
insanları ardından koşturanlardan, söylediği bir sözle, attığı bir adımla,
yazıp çizdiğiyle, yaşadığıyla Yeni bir Dünya inşasına tuğla koymaya
çalışanlardan, Rabbimizin emirlerini, Rasulümüzün sünnetini ayakta tutmaya
çalışanlardan, Önce ahlak ve maneviyat diyerek İslam ın bayrağını elinde
dalgalandıranlardan
İllaki isminin duyulması lazım değildir. İllaki cilt cilt
kitapları olması lazım değildir. Eğer ki koşuyorsa birisi Hakk yolda, acele
davranıyorsa Allah ı hoşnut etmek için ve bir adım da olsa diğerlerinden öne
çıkıyorsa; imrenilesi, takip edilesi, tuttuğu işten tutup yürüdüğü yoldan
yürünesi olanlardır!..
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.