Bir ülkenin ekonomisinin iyi veya kötü olduğuna dair farklı parametreler vardır. Enflasyon ve büyüme rakamları bunlardan ikisidir. Enflasyon rakamlarının yüzde 10’luk seviyelerde gezindiğinin iddia edildiği ülkemizde, aslında gerçek enflasyon rakamlarının yüzde 15’i aştığı aşikârdır. Üçüncü ve en önemli göstergelerden birisi de faizdir. Paradan para kazanan rantiyer sistemin elindeki en büyük argüman olan faizin de gecelik yüzde 7000’lere dayandığı siyasal süreci de gördük. Hani, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, Başbakan Bülent Ecevit’in önüne anayasa kitapçığı fırlatmıştı, aynı gece faizler zıplamış, bir anda yüzde 50’ye yakın devalüasyon yaşanmıştı. Bugün hâlâ rantiyer sistem, paradan para kazanmaya ve bir asalak gibi insanların kanını emmeye devam ediyor.
Dördüncü ve en çarpıcı gösterge ise işsizlik oranlarıdır… Ve bu gösterge diğer göstergelerden bile daha önemlidir. Türkiye’de işsizlik oranı neredeyse yüzde 12’yi geçmiş durumda. İşsizler ordusu ise 3 milyon sınırına dayanmış vaziyette. İşsizlik neden önemli bir göstergedir. Zira bu gösterge hükümetin yatırım politikasını ortaya koyan bir göstergedir. Üretimi, istihdamı ve istihdam politikalarını ortaya koyan bir göstergedir.
Hükümet sürekli övünüyor, yol yaptık, baraj yaptık, köprü yaptık, Marmaray yaptık diye. Bunları yaptı diye hiç kimse AK Parti hükümetini suçlamıyor. Yaptıkları Türkiye’nin hayrına olacaktır elbet. Ama hiçbir konuşmalarında biz fabrika yaptık, şu kadar insanı istihdam ettik diye bir şey söyleyemiyor. Milli Görüş’ün iktidarda olmadığı dönemlerde memlekete bir şey lazım olduğunda hükümetler diyordu ki, “Alalım”… Milli Görüş’ün iktidar ortağı olduğu dönemlerde bile bir şey lazım olduğunda Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın dirayetiyle, “Yapalım” noktasına gelindi. Bugünkü iktidar zihniyeti ise memlekete bir şey lazım olduğunda, “Satalım” diyor. Tüm verimli kurumları, stratejik fabrikaları bir şekilde özelleştirdiler.
Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Refah-Yol döneminde ekonomi baş danışmanı Prof. Dr. Osman Altuğ, “Bir hükümetin ve bir iktidarın görevi, vatandaşına helalinden rızık kazanacağı yerleri açmaktır. Bunun için de üretim politikası uygulaması gerekir” diyordu.
Helalinden rızık kazanacak imkânları sağlayabilmek için ağır sanayi hamlesi başlatmak gerekir. Erbakan Hocamızın yaptığı gibi memleketin her köşesini gergef gergef fabrikalarla donatmak gerekir. Bir istihdam kampanyasıdır gidiyor ama işsizlik rakamları ise sürekli yukarı tırmanıyor. Üniversite mezunları bile simit satarak, su satarak, mendil satarak evlerini geçindirmeye çalışıyorlar. Peki, nerede kaldı bu istihdam kampanyası?
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan fırsatını buldu mu, istihdam kampanyasıyla ilgili olarak işadamlarını harekete geçirmeye çalışıyor.
İşsiz adamın enflasyonu yüzde 100’dür… İşsiz adamın kendisine güveni yoktur… İşsiz adamın geleceğiyle ilgili umudu yoktur. İşsiz adamın gelecekten beklentisi yoktur… İşsiz adamın huzuru yoktur… İşsiz adam mutlu değildir… Ekonomik parametreleri allayıp pullayarak kendisine payeler biçen iktidarın mutsuz, umutsuz, huzursuz bu insanlara iş bulması en büyük sosyal iktidar projesidir.
Hatırlarsanız, Bülent Ecevit’in Başbakanlık kapısından çıkışında önüne yazar kasa fırlatılmış ve tüm parametreler altüst olmuştu.
Mutsuz, huzursuz, umutsuz işsizlerden birisi de böyle bir eylemde bulunursa ben hiç şaşırmam. Görün bakalım o zaman orta oyununun inen perdesini?
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.