SİYASETLER uğraşan her insanın, oturmasını, kalkmasını,
konuşmasını hatta susup dinlemesini bilmesi gerektiği çok açıktır. Atalarımız,
Gırtlak 9 boğum, 8 ini yut birini söyle diye boşu boşuna söylememişler. Çünkü
söylediğinizde okkalı şekilde cevap verdiğinizi, hasmınızı köşe
sıkıştırdığınızı zannettiğiniz her lafın, döndürülüp, dolaştırılarak yine size
yöneleceğini de bilmelisiniz. Özellikle siyasi arenada politikacıların ağzından
çıkan her sözün sakız gibi çiğnenip, başka yerlere uzatılıp, tevil edilip
dönüştürülme riski her zaman çok yüksektir. Siyasetin rengi dolayısıyla, her
politikacı ağzından çıkan şeyleri, kendi tabanının duymak isteyeceği
argümanlarla ve partisinin söylemlerine yaslanarak söyler. Bu sözleri en
kıvrak, en duygulu ve hamaset sosuna bulayarak ifade edenler ise elbette
hatiplik sıfatını kazanarak bir adım öne geçerler. Konuşmasını bilmek kadar,
susmasını bilmek de erdemdir aslında Ama bizim gibi siyasetin merkezinde
nutuk atmaktan başka bir metodun bulunmadığı ülkelerde, her gece en az 20
dakika ana haber bültenlerinde politikacıların atışmasını izlemek
mecburiyettendir.
Konuş babam konuş Elbette bize bir zararı olmadığı
müddetçe, siyasetçilerin kendi aralarında âşık atışmaları yapmasını meşru
görebiliriz. Ama zurnanın zırt dediği bazı noktalar vardır ki, işte orada
politikacıların kendilerini frenleyerek lebdeğmez e geçmeleri ve bazı
kelimelerden, cümlelerden, ayrımcılık, aşağılama veya istihzadan uzak durmaları
zaruridir. Türkiye Büyük Millet Meclisi nden nice hatipler geldi, geçti
Birbirlerine okkalı şekilde cevaplar vereni, birbirlerine deyim yerindeyse
lafları balyoz gibi indiren hazır cevap olanı da, her şeye bir espriyle
yaklaşan nüktedan olanı da, bağırmayı çağırmayı ve yüksek perdeden konuşmayı
siyaset yapıyorum zannedeni de
Siyasetin elbette kendisine has bir dili olmalı Daha yalın,
daha berrak, daha anlaşılır ve güzel bir dil İnsanları incitmeyen,
gururlarıyla oynamayan, muarızına bile latife ile nükte ile yaklaşmasını bilen
Ama bugün siyaset düzleminde bu dili kullanabilecek nitelikte ve kapasitede
politikacı sayısının ne kadar az olduğunu siz de biliyorsunuz, ben de!
Kullanılan çirkin dil ise toplumun renklerinde hasara yol açıyor Siyasetçi
konuşuyor ama tabandaki insanlar üzerinde bu kullanılan dil ve argümanlar atom
bombası gibi etkiyle yürekleri yaralıyor, gönülleri dağlıyor, basiretleri
bağlıyor. Bir çirkinlik, diğerlerini de ağız dalaşına sokuyor, kayıkçı
kavgaları ortaya çıkıyor. Özellikle sosyal medyanın böylesine hançer gibi
hayatımıza girdiği günümüzde, insanlar cep telefonlarından, bilgisayarlarından
ve buldukları her iletişim kanalından birbirlerine sövmeye başlıyorlar.
Bu satırları geçtiğimiz hafta gündemimize giren çirkin bir
üslubu gündeme getirmek ve bunun yansımalarının toplumu nasıl gerdiğine şahit
olduğumuzu ifade etmek için kaleme alıyorum.
Eskilerin çok kullandıkları bir tabir vardır: Zırva te vil
götürmez derler Eğer zırvalarsanız, onu düzeltmek ve tevil etmek için ne
yaparsanız yapın, işin içinden çıkamazsınız. Siyasetin doğasında bazen
yanlışlık yapmak, yanlış bir şeyler söylemek, maksadını aşan cümleler kurmak da
vardır İşte, bu noktada özür denilen erdem devreye girmelidir.
Benim liderim çok iyi konuşur Benim bakanım vurdu mu
oturtur Taşı gediğine koyar Aslında, her tabanın beklentisidir bu. Ve bu
beklenti arttıkça, siyasetçinin de daha üst perdeden eleştiri yapma iştiyakı,
arzusu da artıyor. Ne dediğini bilmeyen, ağzından çıkanı duymayan bir profile
ulaşmasına neden oluyor. Çirkinlikler, siyaseti değil, toplumdaki tüm güzel
değerleri yok ediyor. Hz. Ebu Eyyüb el Ensari den nakledilen bir hadisi şerifte
iki cihan serveri Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.) buyuruyor ki, Özür
dileyeceğin şeyi söyleme Gel de bu gerçeği, hitabet, belagat ve feraset
fukaralarına anlat! Bu çirkin üslupla, zarafetin sonuna geldik galiba!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.