SEZON başında yaptığı flaş transferlerle Süper Lig
şampiyonluğunun bir numaralı favorisi olan Fenerbahçe, ezeli rakibi
Galatasaray a takılarak, bana göre, bitime 6 hafta kala şampiyonluk yarışında
havlu attı. Başta yönetim olmak üzere bu tablonun oluşmasında taraftar hariç
herkesin suçu var. Öncelikle Caner den başlayalım. Maç öncesi Caner Erkin ilk
11 de olmadığını görünce, teknik direktör Pereira nın üstüne yürümüş, küfürler
etmiş ve kadrodan çıkarılmasını istemiş. Kabul edelim ki Pereira bu işten
anlamıyor. Hocalık vasfında Aykut Kocaman dan daha düşük, İsmail Kartal dan ise
1 numara daha büyük bir hoca. Caner Erkin bu takımda bedavaya mı oynuyor ki
11 de olmadığını öğrenince isyan çıkarıyor. Caner, milyon eurolar kazanıp ben
oynamıyorum deme hakkına asla sahip değil. Caner, Fenerbahçe kulübünün çalışan
profesyonel oyuncusudur. Teknik Direktör Pereira onun üstüdür, yanlış yapsa da
karar onundur. Caner in yaptığı hem taraftarlara hem futbolcu arkadaşlarına hem
de teknik direktörüne ve yönetimine karşı terbiyesizliktir, başka da bir şey
değildir.
Pereira ilk geldiğinde söylemleriyle bana umut verdi. Hele
İsmail Kartal dan sonra bu takımı hızlı ve atak futbol ile coşturacağını
düşündüm. Maalesef yanıldım. Sezon başından beri futbolcularla yaşadığı
sorunlar yüzünden Fenerbahçe bir türlü istenilen seviyeye gelemedi. Ne atak
futbol oynadı ne de rakiplerine kadro kalitesi olmasına rağmen üstünlük
sağlayabildi. Fenerbahçe kendi sahası dışında hiçbir maçta taraftarlarına bu
maçtan rahat 3 puan alırız havası veremedi. Çünkü Pereira nın kapasitesi
Fenerbahçe teknik direktörlüğü yapmak için uygun değil. Sezon sonunda da
Portekizli hocayı hemen evine yollamalı. Pereira ile birlikte birçok
futbolcunun Fenerbahçe ile yolları ayrılmalı. Hatta yönetim bile değişmeli.
Yönetim yıllardır ara transferlerde takımın en ihtiyacı
olduğu bölgelere inatla transfer yapmamakla bir nevi şampiyonlukları sabote
etti. Özellikle golcü ihtiyacı varken transfer yapmıyoruz, bu takım
şampiyonluk için yeterli sözlerini biz duymaktan bıktık yönetim söylemekten
bıkmadı. Ve her yıl yeni bir hüsranla lig tamamlandı. Yine olan o cefakâr
taraftara oldu. Ayrıca Fenerbahçeli futbolcuların zekâ seviyesini de merak
ediyorum. Bir serbest atış organizasyonunda 3 futbolcu ofsaytta duruyor ve topa
vuran bir başka Fenerbahçeli futbolcu ofsayttaki 3 oyuncuya topu atıyor. Bu
hangi akla mantığa sığıyor anlamak imkânsız. Futbolcular hangi ruh halindeler
ki göz göre göre böyle bilinçsizce top oynayabiliyor. Gerçekten hayret edilecek
bir durum. Bir Alex in zekâsının 10 da 1 inin Diego da yok. Bir Sow un azmi Van
Persie de yok. Bir Emre Belezoğlu nun hırsı Josef de yok. Daha saymakla bitmez.
5-6 futbolcu hariç Fenerbahçe takımının komple değişmesi gerekiyor. Yazık
verilen paralara, yazık bu taraftarların inancına.
Türk hakemleri hakkındaki düşüncelerimi herkes bilir.
Türkiye nin en iyi hakemi Cüneyt Çakır dır onun da en kritik maçlarda yaptığı
eyyamlarla Türk futboluna çok zarar verdiği olmuştur. Fakat
Galatasaray-Fenerbahçe maçını yöneten Mete Kalkavan ın kapasitesi gibi çok kötü
maç yönetmesine rağmen Fenerbahçe nin puan kaybetmesinde hakemin etkisi yoktur.
Çünkü başta Volkan Şen olmak üzere Fernandao, Van Persie ve Diego boş kaleye
topu yuvarlayamamıştır. Bu şanssızlık değil, beceriksizlik ve kabiliyetsizliktir.
Galatasaray haddini bilerek oynadığı 1 puanı almayı hak etti. Fenerbahçe ise
büyük fırsatı bir kez daha tepti. Ligin bitmesine 6 hafta var, tabi ki daha çok
maç var. Ben Beşiktaş ın da Fenerbahçe nin de daha puanlar kaybedeceğini, altı puanlık
avantajı olan Beşiktaş ın da mutlu sona ulaşacağını düşünüyorum. Çünkü
Beşiktaşlı futbolcular şampiyonluğa Fenerbahçeli futbolculardan daha çok
inanmış durumda. Düşünün çok önemli bir derbi maçında Fenerbahçe den hiçbir
futbolcu sarı kart bile görmüyor. Böyle bir maçta böyle bir atmosferde
Fenerbahçeli futbolcularda ne hırs, ne kazanma azmi, ne de rakibi ısıran bir
futbol göremiyoruz. Hâl böyle olunca Beşiktaş adım adım şampiyonluğa gidiyor.
Fenerbahçeli taraftarlar ise her hafta ayrı bir kahroluyor.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.