MİLLETİMİZİN aleyhine olan süreci tersine çevirmenin ilk adımı milletçe atılmıştır. Bundan sonra yapılması gereken şey: “hegemonyanın siyasal ayağını oluşturan devlet ile kültürel ayağını oluşturan sivil toplum işleyişini tersine çevirerek” dünün mantığına son vermek olmalıdır. Milletimizin fıtratına uygun yaşamasını sağlamak varken, geç kalınmış her adım milletin “yumuşak lokma” olmasına zemin hazırlamak olacaktır. Yeniden idrak ettik ki; “Batı dünyası sadece sömürür, yok eder, refahının devam etmesi için elinden ne gelirse yapar!” O halde; işbirlikçilikten vazgeçmek farzdır.
“Milletimizin mayası sağlam” olduğuna göre yenilmişlik psikolojisini sürdürmeye gerek yoktur. Çıkarını değil vatanını düşünen (asil) millet gibi, vekilleri de “milletin görüş”üne göre bir aksiyon ortaya koymalıdır. “Yeni Türkiye”nin ekseni yeniden şekillenmelidir çünkü yeni olmak; eskinin sırrını bulmaktır! 15 Temmuz’dan sonra her günü bir milat kabul edip geleceği bu sır ekseninde planlamalıyız. Çünkü planlanan gelecek yakındır. Bu planda öncelikler, midemiz ve rahatımız değil, gönlümüz ve irfanımız olmalı, Türkiye’de hiç kimsenin darbeyi aklından bile geçiremeyeceği köklü hukuki-siyasi-kurumsal dönüşümler gerçekleştirilmelidir.
Yenikapı’dan ne çıktı: ABD ile stratejik ortaklık bitiyor mu? AB tam üyelik hedefinden vazgeçildi mi? NATO üsleri kapatılacak mı? İsrail ile imzalanan 28 Haziran anlaşması iptal edildi mi? Faize dayalı kapitalist düzene alternatif aranılacağına dair bir işaret verildi mi? Gelir dağılımındaki adaletsizliğin önüne geçilecek mi? Kentsel dönüşüm ile Anadolu’nun boşaltılmasından vazgeçilecek mi? Dinlerarası diyalog ve medeniyetler ittifakı hükümet programından çıkartılacak mı? İnsan hakları ve özgürlüklere teminat olacak yeni bir anlayış oluşacak mı? Kısacası, “ne yapıyor olduğumuz”dan daha önemlisi; “ne yapıyor olmamız gerektiği”dir.
Yakalamış olduğumuz “toplumsal mutabakat ve mukavemet”i kalıcı ve nitelikli hale getirmeliyiz. Bu açıdan bu yeni dönem, “kazanmak” üzerine değil, “haklı olmak” üzerine şekillenmelidir. Bilinmelidir ki; istişareli demokrasi varsa: “yaşa”sın, istişare yoksa “maşa”sın! Yaşamakta olduğumuz sürecin “Türk Baharı”na dönmemesi, tarihi ve coğrafi tecrübelerin dikkate alınmasına bağlıdır. Mayasız siyasetle hayırlı adımlar atılamaz! Eğitimi “milli”, ekonomisi “yerli”, ülkesi “güvenli”, hukuku “adil”, milleti “huzur”lu bir ülkenin mayası bu millette vardır.
Yenikapı’dan hayra kapı açmak isteyenlerin kendilerine soracakları soru şudur: “Birey olarak üzerime düşen nedir, millet olarak bize düşen nedir?” Günümüzü sadece bunu tefekkür ederek geçirmek bile bir erdemdir. Bizi kuşatan dünyevileşme içinde debelenmek yerine, canımız kadar aziz bildiğimiz dinimizden aldığımız ilhamla moderniteye teslim olmamanın yollarını aramalıyız. Ancak bu sayede “günlük” düşünen vatandaşımızı yarına hazırlayan bir iklimi şekillendirebiliriz. Ancak bu sayede Türkiye’nin “yenikapı”sı, hayra açılan kapı olacaktır! Niyet hayır, akıbet hayır!
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Milli Gazete Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Milli Gazete hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Milli Gazete editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Milli Gazete değil haberi geçen ajanstır.